
‘Eksik etmeyin’
Karatay’a göre gözeneklerin belirginleşmesinde genetik yatkınlık kadar yanlış beslenme de büyük rol oynuyor. Rafine şeker, işlenmiş karbonhidratlar ve trans yağlar, cildin yağ dengesini bozarak gözeneklerin tıkanmasına yol açıyor. Bunun yerine sağlıklı yağlar, çinko, omega-3 ve antioksidanlar açısından zengin besinlerin sofradan eksik edilmemesi gerekiyor.

Beslenme listesinde öne çıkan gıdalar arasında kabak çekirdeği, somon, ceviz ve keten tohumu başı çekiyor. Çinko bakımından zengin kabak çekirdeği ve istiridye, cildin yağ üretimini dengeleyerek gözeneklerin daha az görünür olmasına katkı sağlıyor.

Omega-3 yağ asitleriyle dolu olan somon ve keten tohumu ise hücre yenilenmesini hızlandırarak cildin elastikiyetini artırıyor. Antioksidan deposu böğürtlen, çilek ve kırmızı biber gibi gıdalar da serbest radikallere karşı kalkan görevi görerek gözeneklerin genişlemesini önlüyor.

Karatay, özellikle limon ve portakal gibi C vitamini zengini besinlerin de cilt sağlığına doğrudan etki ettiğini belirtiyor. Limon suyunun içilmesinin bağışıklığı güçlendirirken gözeneklere de fayda sağladığını, fakat doğrudan cilde sürülmesinin her cilt tipi için uygun olmadığını hatırlatıyor. Hassas ciltlerde tahrişe yol açabileceği için dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.

Takviyelerle ilgili sorulara da değinen Karatay, ‘öncelik doğal besinlerde olmalı’ diyerek uyarıyor. Ona göre takviye ürünler ancak doktor kontrolünde tercih edilmesi gereken bir adım. Doğru beslenme, düzenli uyku ve güneşten korunma ile ciltteki gözenek görünümünü azaltmanın mümkün olduğunu, tamamen yok etmenin ise gerçekçi olmadığını ifade ediyor.